Brugge şehri Flaman bölgesinin en büyük şehri ve bölgenin başkentidir. Ortaçağ’dan kalma harika mimarisi 2. Dünya savaşında zarar görmediğinden halen etkisini korumaktadır. Çikolata çeşitleri, kanalları ve dünyaca meşhur birası ile turistlerin dikkatini çekmektedir. Geçmişinde önemli bir liman kenti olan Brugge içerisindeki kanallar hem ulaşım amaçlı hem de turistlik geziler de kullanılmaktadır. Aşıklar kenti olarak adlandırılan şehir çiçek pazarları ve yazın harika görüntüler yaratan kanalları ile ziyaret edilmesi gereken önemli bir merkezdir. Türkiye’den Brugge şehrine uçuş yok. Ancak Brüksel üzerinden şehre ulaşabilirsiniz. Yaklaşık 3 saat süren uçuş seyahatinizden sonra şehirlerarası tren yolculuğu ile bir saat içerisinde Brugge’ye varabilirsiniz. Brugge uçak bileti alırken bu yolculuğu dikkate almalısınız. Şehre haziran ve ağustos aylarında gitmeniz yerinde olacaktır. İklimin daha yumuşak olduğu bu aylarda ayrıca şehirde birçok etkinlik düzenlenmektedir.

Şehir turizm yoğunluğu yaşadığından otel ve konaklama altyapısı anlamında oldukça yeterlidir. Konaklamak için en ideal yer ise tarihi şehir merkezi tercih edilmelidir. Böylelikle hem tarihi bir şehri içinde yaşayabilir, tarih kokan yerlere yakın olduğundan kolaylıkla ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca hareketli gece hayatına hemen dahil olabilirsiniz. Ancak dilerseniz Brüksel şehrinde kalabilirsiniz. İki şehir arası mesafe yaklaşık bir saattir ve bu zaman dilimi sizi sıkmazsa iki şehrin güzelliğini aynı anda yaşayabilirsiniz. Şehir içindeki ulaşımınızı sadece otobüslerle yapmaktasınız. Oldukça uygun ve rahat şekilde şehir içinde gezebilirsiniz. Ayrıca kanallar içerisinde de şehir turu yapabilirsiniz.

Brugge uçak bileti aldığınızda gezebileceğiniz yerleri araştırdığınızda karşınıza tarihi yapılar çıkacaktır. 2. Dünya savaşında zarar görmeyen mimarisi oldukça dikkat çekicidir. Rönesans yapıları ve Venedik misali kanalları ile de oldukça dikkat çekicidir. Özel çikolataları olan şehrin sokaklarında gezerken kakao ve çikolata kokularına alabilirsiniz. Brugge tarihi şehir merkezi, Rönesans ve ortaçağ mimarisini içinde bulunduran harika bir kent yerleşkesidir. Burada yer alan otellerde konaklayarak şehri tamamen gezebilmeniz mümkündür. Şehir meydanı içerisinde yapıların içerisinde tarihte yolculuk yapabilirsiniz. Belfort çan kulesi şehrin en önemli mimari eserlerinden biridir. Kule 83 metre yüksekliğinde olup yapımı 1240 lı yıllarda tamamlanmıştır. Şehrin sembollerinden olan kuleye çıkmak için dar ve uzun merdivenleri kullanmanız gerekecektir. Şehir merkezinde yer alan Minnewater Park, aşk gölü anlamıyla sıfatlandırılmıştır. Masalsı bir kuleye sahip parkın harika bir görüntüsü vardır. Yaz döneminde piknik yapılan parka merkezden 20 dakikalık yürüyüş ile ulaşabilirsiniz. Eski St. John Hastanesi geçmiş dönemde yer alan önemli bir tıp merkezidir. Günümüzde ayakta duran en eski Avrupa hastanesidir. Orta çağ Avrupa’sında salgın hastalıkların yarattığı tahribat ve can kaybını engellemek için en önemli sağlık merkezlerinde biriydi. İlave edilen kilisesi ve bir müzesi ile halen hizmet vermektedir.

The Church of Our Kilisesi muhteşem bir kuledir. 122 metre yüksekliğindeki kule şehrin en uzun yapısıdır. Kilise içerisinde yer alan en önemli yapı ise Brük’lü Madonna adlı eserdir. Eser çocuk İsa ve Meryem’i tasvir eder. 128 cm uzunluğundaki mermer yapı İtalya’da yapılmış ancak daha sonra bu kiliseye taşınmıştır. Belçika mutfağı için kendi kültürü vardır demek yanlış olur. Belçika da çevre yemek kültürlerinden etkilenilerek karma bir mutfak oluşturulmuştur. Ancak orta çağdan kalma yemek alışkanlıkları modernleştirilerek halen devam etmektedir. Belçika’nın en ünlü ürünleri ise çikolatası ve birasıdır. Ayrıca waffle, patates kızarması karakterlerinin oluşturduğu Flaman mutfağı etkindir. Patates kızartması üzerinden mayonez kullanımı bu bölgede ilk olarak çıkmıştır. Deniz mahsulleri konusunda da oldukça değişik restoranları olan şehirde Fransız mutfağının hakim olduğu yemekleri de bulabilirsiniz. Özellikle lüks ve kaliteli restoranların yanında bira ile aperatif mezeler yiyebileceğiniz birçok yemek yeri mevcuttur. Şehrin gece hayatı için söylenebilecek ilk şey henüz tam oturmamış oluşuşudur. Merkezin tarihi havasında barlar, kulüpler, discoları bulabilirsiniz.

İçilecek en önemli içki ise şüphesiz biradır. Biranın ucuz ve bol olması yanında kaliteli ve farklı bir tadının olması sebebiyle yerli halkın ve turistlerin bir numaralı tercihi olmuştur.  Brugge uçak bileti alan kişilerin bir kısmının sadece biranın tadına bakmak için gittiği söylenmektedir. Şehrin alışveriş kültürü açısından farklı ve önemli bir havası vardır. Özellikle çeşitli aromalarda yapılan farklı renklerde ve özel tatlardaki çikolatalar sizi cezbedecektir. Ayrıca aralık ayında kurulan Noel pazarı da oldukça fazla ziyaretçiyi kendine çekmektedir. Şehir birçok sanatsal ve eğlenceli festivalin de merkezidir. Seyahatiniz için kent merkezini seçerek planlamanızı yapmalısınız. Özellikle haziran sonrası eylül ayına kadar daha hareketli olan şehir hayatında gezilecek yerleri eğlenerek gezebilirsiniz. Diğer aylarda ise daha sakin olan şehirde normal hayatın içerisinde tarihi yerleri gezebilir, meşhur birasını tadarak vakit geçirebilirsiniz.

Brugge uçak bileti alırken bilmeniz gereken en önemli unsur ülkemizden şehre direk uçuşun olmamasıdır. Ancak çeşitli hava yolları firmaları ile Brüksel’e uçabilirsiniz. Bu uçuş yaklaşık 3 saat sürecektir. Brüksel’den Brugge ulaşımınız ise sadece bir saatinizi alacaktır. İki şehir arasında sıklıkla servis olunan tren seferleri ile ulaşım imkanı oldukça kolaydır. Çok kalabalık ve yoğun olmayan şehir içi ulaşımı ise otobüsler ile sağlamaktasınız. Şehre geldiğinizde istemesiniz de dikkatinizi çekecek olan şey şehrin mimarisidir. Şehir ortaçağın mimarisini halen korumaktadır. Tarihi binaların merkezi olan şehir merkezinde konaklarsanız zamanınızı yeterli şekilde verimli değerlendirebilirsiniz. Bu harika şehirde elinizden çikolata ve bira eksik olmayabilir. Ben bira veya çikolata sevmiyorum diyebilirsiniz. Ancak şehir size bunları yeniden düşünmeniz için bir seçenek sunacak. Eğer gece hayatını daha yoğun yaşamak isterseniz Brüksel’e gidebilirsiniz. Bu tarihi şehri yaşamak için çantanızı hazırlamanız yeterlidir.

Samsun, Türkiye'nin en kalabalık on altıncı şehridir. Karadeniz ve Orta Karadeniz Bölgesi'nin ise en kalabalık şehridir. Büyükşehir Belediyesi olan Samsun'a komşu olan şehirler Ordu, Tokat, Amasya, Çorum ve Sinop illeridir. Karadeniz'in eğitim, sanati, ticaret, ekonomi ve sağlık açılarından en gelişmiş şehridir. Ayrıca "Karadeniz'in Başkenti" ve "Atatürk'ün Şehri" olarak anılmaktadır. Aynı zamanda liman şehri olan Samsun, önemli bir lojistik merkezidir. Yerleşim tarihi milattan önce 60.000 yılına kadar uzanır. 

Samsun, Karadeniz Bölgesi'nin orta bölümünde yer alır. Şehrin geneli zengin bir orman yapısına sahiptir. İlçelerinin ovalık alanlarında bitki örtüsü yok denecek kadar azdır. 1200 rakıma kadar olan yerlerde geniş yapraklı, sonrasında ise iğne yapraklı ağaçlar bulunur. Samsun il sınırlarından Kızılırmak ve Yeşilırmak geçer ve Karadenize dökülür. Şehrin ilçe sınırlarında ise çok sayıda akarsu bulunmaktadır. Samsun'da yeraltı zenginlikleri de azımsanmayacak kadar çoktur. Çinko, manganez, kurşun, tuğla, kireçtaşı, çimento, kiremit ve doğal taşlar hammeddeleri yeraltı zenginlikleri arasında gösterilebilir. Ayrıca linyit madeni ve jeotermal kaynaklar da önemli ölçüde çıkarılmaktadır. 

Samsun İklimi sahil ve iç kesimlerde konumu itibariyle değişiklikler gösterir. Sahil şeridi yerleşim yerlerinde iklim, yaz aylarında sıcak ve nemli, kış aylarında serin geçmektedir. İç kesimlerde ise dağların da etkisi ile karasal iklime dönüşen bir hava hakimdir. Yaz ayları serin, kış ayları soğuk yağmur ve kar yağışlı geçmektedir. Sahil kesimlerinde kar çok az görülürken, içlere doğru ulaşımın aksadığı zamanlar dahi olmaktadır. 

Şehrin tarihine baktığınızda tarım anlamında zeytin yetiştiriciliği 1870'li yıllarda yerini tütün üreticiliğine bırakmıştır. Zeytin üreticileri boşalan alanlar üzerine kalan zeytin ağaçlarını da sökerek yerine tütün ekildi. Tütün üretiminin yanı sıra şehirde tahıl üretimi de önemli bir yer tutmaktaydı. Sebze ve meyvecilik ise 19. yüzyıl başlarında Samsun'da yaygın olarak görülmeye başlanmıştır. Başta patates, soğan ve fasulye olmak üzere bir çok sebze çeşidi yetiştirilmeye başlandı. Meyce yetiştiriciliği ise genellikle bahçe kültürüne sahipti. Sonrasında kurulan çiftlikler birçok meyvenin yetiştirilmesi ve bakımının kolaylaşmasını sağladı. Devlet desteği de sağlanmasıyla 20.000 dekar üzerine kurulu bir çiftlik inşa edilierek tarıma katkıda bulunulmuştur. Ayrıca Ziraat Bankası'da 100.000 dönümlük iki çiftliğiyle şehrin tarım ve ekonomisinde önemli bir rol oynamıştır. 

Tarımın yanı sıra hayvancılık ve sanayide de gelişmiş Samsun,mutfağıyla da adından söz ettiren şehirlerimizdendir. Samsun mutfağı denince, Karadeniz, Anadolu, Kafkas ve Balkan etkilerini görmeniz mümkündür. Yöreye özgü bitkilerin bir çoğundan çorba ve turşu yapılmaktadır. Halk arasında en beğenilen yemekleri ise; Karalahana çorbası, dolma ve kavurmadır. Ayrıca fasulyenin turşusu ve diblesi de sık tüketilen yemeklerdendir. En çok tüketilen deniz ürünü ise hamsidir. Samsun'da hamsinin çeşit çeşit yemekleriyle karşılaşabilirsiniz. Tavası, buğulaması, pilavı ve ekmeği başlıcalarıdır. Mutfağının zengin oluşu turizme az da olsa katkı sağlamaktadır. Sahil ve güneş turizmi açısından çok gelişmese de Samsun'da doğa ve kültür turizmi önemli bir yer tutar. Samsun'da yamaç paraşütü, sörf, jet ski ve yelken sporları yapabilir, Gölalan Şelaleri ve Asarağaç Tepesi doğa yürüyüşlerine katılabilirsiniz. Şehrin tarihine tanıklık etmek isterseniz Bandırma Vapuru Müzesi, Gazi Müzesi ve Samsun Kent Müzesi ziyaret etmeniz gereken yerlerdendir. 

Ulaşım konusunda da gelişmiş bir şehir olan Samsun'da demiryolları, hafif raylı sistemler, karayolları, denizyolları ve havayolları gibi temel ulaşım araçları kullanabilirsiniz. Amisos Tepesi ile Batıpark arasındaki ulaşımı 320 metre uzunluğundaki teleferik hattıyla sağlayabilirsiniz. Cumhuriyet döneminde demiryolları önem taşımaktaydı. Bu nedenle 1923 yılında Samsun - Sivas arası demiryolu inşasına başlanmıştır. 1926 yılında hizmete açıldı fakat kötü havaşartları ve personel eksikliği sebebiyle 1932 yılında tamamlanmıştır. Osmanlı döneminde denizyoluyla Samsun'a getirilen malların karayolu ile Basra Körfezi'ne aktarılırken elverişsiz yolların azizliğiyle zor şartlarda gerçekleştirilmekteydi. Zamanla devletin karayollarına da yaptığı yatırımlar sayesinde şehrin tarih içinde önemli giriş çıkış kanalları oluştu. Demiryolu, denizyolu ve karayolu ile kesintisiz bir ulaşım imkanı Samsun'da sağlanmaktadır. Samsun Çarşamba Havalimanı, 15 Aralık 1998 yılında hava trafiğine açıldı ve ilk seferi 11 Ocak 1999 yılında gerçekleştirildi. Günümüzde İstanbul, İzmir, Ankara ve Antalya gibi şehirlere direkt uçuşlar gerçekleştirilmektedir.